İçeriğe geç

Düşünme biçimi ne demek ?

Düşünme Biçimi Ne Demek? Hayatın İçinden Bir Bakış

Herkesin kafasında o “düşünme biçimi” diye bir şey vardır, değil mi? Hani şu bir olayla karşılaştığında, “Ben bunu nasıl düşünmeliyim?” dediğimiz an. Ama işin içine girdiğinde, aslında düşündüğümüz şeyin, nasıl düşündüğümüzle, bazen hiçbir ilgisi olmadığını fark ediyorsunuz. İzmir’de yaşayan, sabahları kahvemi içmeden kimseyle muhabbet etmeyen, akşamları ise arkadaşlarımla kafa dağıtmak için “espri yapma yarışına” girdiğim bir hayatım var. Ama içimde hep bir şey var: Fazla düşünme. Neyse, hadi biraz açalım, kafanızı da fazla karıştırmadan.

Düşünme Biçimi Nedir?

İlk olarak, “düşünme biçimi” dediğimiz şey ne demek? Yani, aslında basitçe söylemek gerekirse, bir insanın herhangi bir olayı, durumu veya problemi nasıl algıladığı ve buna nasıl tepki verdiğidir. Yani sizin zihninizin, bir şeyi ne kadar karmaşıklaştırıp ne kadar basitleştirdiği meselesi. Hadi bir örnekle açalım:

Örnek: Sabah Kahvesi

Sabahları arkadaşım Cenk’le buluşuyoruz. Her zamanki gibi kafelerde, caddelerde yürürken bir konu açıyoruz. Olay şu: Cenk, sabahları kahve içmeye karar verdiğinde, “Bugün de çok işe yarar bir kahve içiyorum,” diyor.

Benim düşünme biçimim: “Vay be, kahve bir gün boyunca enerjimi sürdürebilir mi, ya da metabolizma ne kadar hızlı çalışıyor ki bu kadar uyanık kalıyorum? Ama ya sonra düşüş yaşarsam, metabolizma gerçekten bana ihanet ediyor olabilir mi? Bir kahvenin ardında kaç bin yıl evrimsel tarih var?”

Cenk’in düşünme biçimi: “Buna gerçekten kafa yoruyor musun, ya? Bi’ kahve iç, rahatla.”

Burada bir fark var, değil mi? Cenk, kahve içmenin basit bir zevk olduğunu düşünüyor; ben ise o kahveyi içtikten sonra neler olup bittiğini daha detaylı düşünüyorum. İşte bu, düşünme biçimi ne demek sorusunun cevabı. Birçok insanın yaşadığı “fazla düşünme” durumuna kapılıyorum, ama tabii ki bu da başka bir konu.

Düşünme Biçimimizi Şekillendiren Faktörler

Bir insanın düşünme biçimi, bir çok şeye bağlıdır. Aile yapısı, çevre, kültürel geçmiş, okudukları kitaplar, izlediği filmler, birinin onu kahveye davet etmesi, yanlış bir şey söylemesi… Yani kısacası her şey etkiler. Ama bir de şu var, genelde insanlar çok kısa sürede karar verirken düşünme biçimini daha fazla kullanır.

Örnek: Çalışma Hayatı

İş yerinde, yeni bir görev aldığımda, ilk şey aklıma gelen şey şu olur: “Bunu nasıl yapabilirim ki, acaba en verimli yolu nedir? Bunu yaparsam, takım arkadaşlarım nasıl görür? Başarılı olur muyum?”

Ama bazı arkadaşlarımda ise durum farklı. Onlar ise “Bu iş de biter, çabuk çözülür,” diyor. Bu, düşünme biçimi ne demek sorusunun, gündelik hayatta nasıl bir fark yarattığını net bir şekilde gösteriyor. Bazı insanlar hemen çözüme yönelirken, diğerleri daha fazla düşünmeye, detaylara inmeye meyilli oluyor.

Düşünme Biçimi ve Yalnızlık: Benim İç Sesim

Şimdi bir de şunu düşünelim: Kendi iç sesiniz. Yani, normalde gülüp geçebileceğiniz bir olay, bir anda sizde felsefi bir tartışmaya dönüşebilir. Mesela, bir arkadaşınızla markette karşılaştınız diyelim.

Diyalog:

Arkadaş: “Selam, nasılsın?”

Ben: “İyi… Ama ya biz markette birbirimizi görmek için buradayız? Neden? Sosyal bir baskı mı var? Yani, markete girmemiz insanları bir araya getiren bir şey mi? Bunu hiç düşündün mü?”

Arkadaş: “Vallahi kardeşim, ben sadece alışveriş yapıyorum. Çok kafa yapma ya!”

Evet, ben bazen böyle düşünüyorum. Yalnız değilim, biliyorum. Ama işte bu noktada, düşünme biçimim devreye giriyor. Bir basit selamlaşma bile, benim beynimde onca olasılık arasında kayboluyor.

Düşünme Biçimi ve Sosyal Medya

Hadi bir de sosyal medya meselesine bakalım. Sonuçta, hepimiz her gün sosyal medyada vakit geçiriyoruz. Birçok insan, “Bunu nasıl yorumlayabilirim? Acaba bu yazıyı beğenen herkes bunu gerçekten doğru mu kabul ediyor?” şeklinde sorularla kafalarını kurcalıyor. Ama çoğu kişi, “Evet ya, beğenmişim, bir problem yok,” diyerek geçiyor.

İşte burada düşünme biçimi ne demek sorusu devreye giriyor. Her birimizin, sosyal medyada karşılaştığı içerikleri nasıl ve ne şekilde algıladığı, bizim dünyaya bakış açımızı yansıtıyor. Bu, bazen ciddiyet, bazen de absürtlük olabilir.

Sonuç Olarak

Düşünme biçimi, aslında sadece bir kişinin dünyayı nasıl algıladığını değil, aynı zamanda yaşadığımız ortamı nasıl şekillendirdiğini de gösteriyor. Gündelik hayatta, basit bir kahve ya da market alışverişi bile bizim kafamızda büyük bir anlam taşır. Kimi için bu sıradan bir şeyken, kimisi için derin düşüncelere yol açabilir.

Sonuç olarak, her birimizin düşünme biçimi farklıdır ve bu bizim kim olduğumuzu, nasıl bir dünyaya bakış açımız olduğunu ortaya koyar. Belki de bazen en iyisi, bir şeyleri olduğu gibi kabul edip, fazlasını kafaya takmamaktır. Ama tabii, ben zaten düşünmeyi pek bırakmam. Sizin için de aynı durum geçerli mi bilmiyorum ama… Kafada soru işaretleriyle gezmek, biraz da hayatın tuzu biberi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bahis