İçeriğe geç

Tedaş misafirhanesinde kimler kalabilir ?

Tedaş Misafirhanesinde Kimler Kalabilir? Edebiyatın Işığında Bir Yolculuk

Kelimelerin, insan ruhuna ışık tuttuğu zamanlardayız. Bir edebiyatçı için her yapı, her nesne, her kurum bir metafordur; varlığın ardında gizlenen anlamı aramanın bir yolu. Tedaş Misafirhanesi de bu bağlamda sadece bir konaklama yeri değil, insanın “ışıkla ilişkisi”nin somutlaştığı bir sahnedir.

Elektriğin sembolü olan TEDAŞ, karanlığa karşı direnişi temsil eder. Bir misafirhane ise geçiciliğin, konukluğun, insanın yoldaki hâlinin temsili. Bu iki kavram birleştiğinde ortaya çıkan şey, yalnızca bir bina değil; insanın hem dışsal hem de içsel aydınlanmasının sembolüdür.

Edebiyatın Misafirhanesi: Işık ve Geçicilik Teması

Edebiyat tarihinde “misafirhane” imgesi, sık sık insanın dünyadaki geçici konumunu anlatmak için kullanılmıştır. Tıpkı Refik Halid Karay’ın sürgün yıllarındaki geçici duraklarında ya da Yusuf Atılgan’ın karakterlerinin içsel yolculuklarında olduğu gibi, her misafir bir hikâyeyi içinde taşır. Tedaş Misafirhanesi bu noktada, “ışığın altında dinlenmek” metaforuyla anlam kazanır. Karanlıktan çıkıp bir süreliğine ışığa kavuşmak… Bu, hem edebi hem varoluşsal bir deneyimdir.

Tıpkı Camus’nun yabancısı gibi, modern insan da kendi yaşamının elektriğini kaybettiğinde bir “şarj istasyonu” arar. İşte Tedaş misafirhaneleri, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda o enerjinin yeniden toplandığı duraklardır.

Bir Karakter Olarak Misafirhane

Edebiyat, mekânları karakterleştirir. Her bina, her şehir, her oda bir kişilik kazanır. Tedaş Misafirhanesi de bir karakterdir — sessiz, koruyucu, ama bir o kadar da geçici. İçinde kalan her insanın hikâyesine kısa bir süre eşlik eder.

Oda kapısının ardında, belki yeni bir göreve çıkan bir mühendis, belki tayini çıkmış bir memur, belki de Anadolu’nun bir köşesinden gelen bir tekniker vardır. Onlar farklı romanların kahramanları gibidir; yolları bir anlığına kesişir, sonra her biri kendi hikâyesine döner.

Misafirhane, bu karakterlerin ortak sahnesi olur — edebiyatın “arada kalmışlık” temasının yaşandığı bir tiyatro sahnesi adeta.

Tedaş Misafirhanesinde Kimler Kalabilir?

Gerçek anlamıyla bakıldığında, Tedaş Misafirhaneleri Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye bağlı olarak hizmet verir. Bu misafirhaneler genellikle şu kişiler için tahsis edilir:

– TEDAŞ çalışanları (mühendis, tekniker, idari personel vb.)

– Görev, eğitim veya geçici görevlendirme amacıyla şehir dışından gelen personel

– TEDAŞ ile iş birliği yapan kamu görevlileri veya kurum temsilcileri

– Boş kontenjan bulunması hâlinde, kurum onayıyla personel yakınları

Fakat edebi gözle bakıldığında, “kimler kalabilir?” sorusu sadece idari bir yanıt değil, metaforik bir çağrıdır. Işığın peşinde olan herkes, karanlıktan çıkmak isteyen herkes, bir şekilde o misafirhaneye dâhildir.

Elektriğin Edebiyatı: Işık, Gölge ve İnsan

Edebiyat ışıkla karanlığın savaşını anlatır. Tedaş Misafirhanesi bu savaşın barış noktasıdır. Orada kalmak, karanlığın ortasında kısa bir aydınlık bulmaktır.

Tıpkı Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar”ındaki gibi, misafirhane insanın tutunmaya çalıştığı, geçici ama anlamlı bir duraktır.

Elektriğin sembolik diliyle düşünürsek:

Bir insanın içindeki voltaj düştüğünde, misafirhane bir devre tamamlar, yaşam enerjisini yeniden iletir. “Işık, insanın kendine tuttuğu aynadır.”

Tedaş misafirhaneleri, işte o aynanın bir yansımasıdır.

Misafirhane Bir Metafor Olarak

Misafirhaneler, tıpkı romanlarda olduğu gibi, insanın “arada” kalma hâlini temsil eder. Ne evdir, ne otel; ne sahiplik, ne de yabancılık.

Tedaş misafirhaneleri, bu aradalığın en modern biçimidir. Orada kalan kişi, sadece bir konuk değil, geçici bir hikâyenin anlatıcısıdır. Her odada bir sessizlik, her pencerede bir yolculuk başlar. Edebiyatın gücü, bu geçicilikteki anlamı yakalamaktır: Bir yerden diğerine geçen insanın, kendine dönen hikâyesidir misafirhane.

Sonuç: Işığın Misafirleri

Tedaş misafirhaneleri, sadece kurum çalışanlarına değil; insanın yolda olma hâline, dinlenme ihtiyacına, ışığa yönelme arzusuna da ev sahipliği yapar.

Bir edebiyatçının gözünde, bu yerler, ışığın koridorlarında yankılanan hikâyelerdir.

Orada kalan her misafir, aslında aynı hikâyenin bir parçasıdır: Geçici bir odada kalıcı bir iz bırakma arzusu.

Belki de bu yüzden, “Tedaş Misafirhanesinde kimler kalabilir?” sorusunun en doğru cevabı şudur: Işığın değerini bilen herkes.

Okuyucuya bir soru bırakmak gerekir: Sen en son ne zaman bir misafirhanede, kendine ışık tuttun?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bahis