Ooo Açılımı Nedir?
Hayatımda öyle anlar var ki, kelimeler yetersiz kalıyor. O anları anlatmak ne kadar uğraşırsam uğraşayım, duygularımı kelimelere dökmek, bazen sanki büyük bir bulmacayı çözmek gibi. Ama işte bu yazıda, bir sabah, bir kafede yaşadığım bir anı anlatmak istiyorum. O an, “Ooo” dedim ve içinde sayısız duygunun kaybolduğu bir açılımı oldu. Bunu anlaman için önce biraz daha yakından bakman gerek.
Sabahın Erken Saatleri
Kayseri’de bir sabah, her zamanki gibi sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyorum. Havanın soğukluğu, pencerenin kenarından süzülen hafif sis, derin bir uykunun ardından daha da belirginleşiyor. O an, kışın ağır havası yüzümüze çarptığında insanın aklına ilk gelen şey “bugün nasıl geçecek?” oluyor. Ama ben, yıllardır bu şehre alıştım. Her şeyin ağır ama bir o kadar da anlamlı olduğu bir şehir burası. Kafemi hazırladım, birkaç satır günlük yazdım, sonra kendimi bir kafeye attım.
Ooo, Bir Anın İçindeki İroni
Kafeye girdiğimde, ellerimde soğuk bir fincan kahve vardı. Her şey sakin, huzurlu, ama içinde eksik bir şey vardı. Öyle bir his ki bu, sanki her şey tamam gibi ama bir eksiklik, bir boşluk var. Çevremdeki kalabalık, bu boşluğu daha da belirgin hale getiriyor. Bir an düşündüm: “Ooo, açılımı nedir? Neden bu kadar boş hissediyorum?”
O an, gözlerim bir köşede oturan kadına kaydı. Kadın, ekranda bir şeyler okuyor ve gözleri o kadar derin bakıyor ki, sanki tüm evreni keşfedecekmiş gibi bir hali var. Fakat bir yandan da yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Belki de aradığını bulamıyordu, kim bilir?
İçimden bir şeyler kıpırdamaya başladı. Hayatımı sorguladım. Belki de ben de ona benzer bir şey hissediyordum. Sadece bir bakışla, “Ooo” dedim içimden. Kendi hayatımın açılımını yapma zamanım gelmişti. O an hissettiğim tüm karmaşa, belki de çözülmesi gereken bir bilmeceydi.
Hayal Kırıklığı ve Umut Arasında
Bir süre boyunca sessizce kafede oturdum, insanları izledim, içimdeki duyguları analiz ettim. Hayal kırıklığı bir türlü gitmiyordu, ama bir o kadar da bir umut vardı. Düşüncelerim çok karışıktı ama bir şey netti: Kendimi bulma yolculuğum bitmemişti.
Biraz sonra, kadının bilgisayarının ekranındaki yazıyı net bir şekilde görebildim. Yazının başlığı “Ooo, Açılımı Nedir?”di. Belki de, evrenin bana sunduğu bir işaretti. O kadar mı basitti? O kadar mı kolay? Açılım gerçekten sadece “Ooo” muydu? Duygularımı bastırmak yerine, onları kabul etmeli miydim?
Bir anda kafamdaki bulanıklık kayboldu. Belki de “Ooo” demek, bir şeylerin farkına varmak, bir şeyleri kabul etmekti. Hem de tam o anda. Tüm bu karmaşanın içinde, “Ooo” dediğimizde, bir şeylerin açılması, anlam kazanması gerekiyordu.
İleriye Bakmak
O an bir karar aldım. Her şeyin ne kadar karmaşık, ne kadar derin olursa olsun, bazen sadece şunu demek gerekir: “Ooo”. Bazen anlamak için kelimelere gerek yoktur; sadece hissederek yaşamayı öğrenmek yeterlidir. O an, hayal kırıklığımı, korkularımı, belirsizliklerimi geride bıraktım. Bu şehri, bu kahveyi, bu kadını, kendimi kabul ettim. Ve hayatın bu sade ama derin gerçeğiyle barıştım: “Ooo”.
Belki de bu, duyguların açılımıdır. Ne kadar zorlayıcı olsa da, bazen kendini bulmanın yolu, sadece o anı kabul etmek ve ilerlemekten geçer. Hayat bir bilinmezliktir, fakat her “Ooo” dediğinde bir şeyler açılır. Bunu fark etmekse her şeyin başlangıcıdır.
—
İçimden geçen her duygu, biraz önce yazdığım günlük sayfalarına yazdığım satırlara döküldü. Kayseri’nin sabahında, bir kafede yalnız başıma otururken, hayatımın bir açılımını yapmıştım. Şimdi, “Ooo”nun gerçekten ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorum.